Gençler ve genç yetişkinler arasında yaşlanma ve yaşlılık kavramlarına dair ilginç bir araştırma yapıldı. EduBirdie tarafından gerçekleştirilen ve 2 bin Gen Z ile milenyum kuşağı katılımcının yer aldığı çalışmada, insanların yaşlanmayı ve yaşlılık eşiğini nasıl algıladıkları ortaya kondu.
Son yıllarda, gençlerin yaşlanma konusundaki algılarında önemli değişiklikler gözlemleniyor. Araştırmaya göre, Z kuşağının yaklaşık %22’si, artık 35 yaşını “yaşlılık eşiği” olarak kabul ediyor. Milenyum kuşağında ise bu oran %35’e yükseliyor ve gençler, gençliğin sona erdiği yaşı 40 olarak tanımlıyor. En dikkat çekici detaylardan biri, Z kuşağının en yaşlı üyelerinin bu yıl 28 yaşına girmesi ve %3’ünün 27 yaşındaki bireyleri “yaşlı” olarak tanımlaması.
Yaş ve yaşlılık algısı
Katılımcıların %6’sı yaşlılığın 30 yaşında başladığını düşünürken, %13’ü bu sınırın 35 yaş olduğunu belirtiyor. %26’lık kesim 40, %21’i 50 ve %31’i ise 60 ve üzeri yaşları “yaşlılık” ile ilişkilendiriyor. Buna karşılık, milenyum kuşağının %41’i, 60 yaşına kadar genç kalabileceğine inanıyor. En ilginç noktalar arasında, en yaşlı üyelerin bu yıl 28 yaşına girmesi ve bazı gençlerin 27 yaşını dahi “yaşlı” kabul etmesi bulunuyor. Bu grupta Kylie Jenner, JungKook ve Central Cee gibi genç ve popüler isimler de yer alıyor.
Çekicilik ve yaşlanma
İnsanların çekicilikle ilgili algıları da araştırmanın odak noktasıydı. Katılımcılar, “İnsanlar hangi yaşta çekiciliğini kaybeder?” sorusuna farklı yanıtlar verdi. Çalışmaya katılanların %44’ü ve %33’ü, yaşlanmanın otomatik olarak çekiciliğin kaybı anlamına gelmediğini belirtti. Katılımcılar, çekiciliğin sayısal verilere değil davranış ve tutumlara bağlı olduğunu vurguladı. Ayrıca, genç gibi görünmek ve sürekli partner değiştirmek gibi alışkanlıkların, çekiciliği olumsuz etkilediği söylendi.
Gençlik ve yaşlanma algısındaki değişiklikler
Bu araştırma, yakın zamanda Berlin Humboldt Üniversitesi’nin yaptığı bilimsel çalışmaların sonucuna dayandı. Gelişmiş ülkelerde ve özellikle gençler arasında, “yaşlılık” kavramının algılanma biçiminde köklü değişiklikler yaşanıyor. İnsanlar, “yaşlı” olarak kendilerini daha geç yaşlarda tanımlıyor ve yaşlanma konusundaki toplumsal bakışlar değişiyor.