Ayşe Betil’in İz ile Düş Arasında Bir Yer sergisi, Ortaköy Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nda açıldı
Sanatçı Ayşe Betil’in üçüncü kişisel sergisi, yaklaşık 60 eserden oluşan bir seçkisiyle görücüye çıktı. Bellek, yansıma ve algının sınırlarını irdeleyen sergi, yağlı boya, kara kalem ve karışık tekniklerden oluşuyor.

Etkinlik ve sergi yapısı
Önceki çalışmalardan daha pop bir atmosfer taşıyan bu sergi, izleyiciye farklı duygusal katmanlar sunan bir deneyim alanı yaratıyor. “İz ve Yansımalar” kavramları merkeze alınarak, bellek geçiciliği ile algının dönüşebilirliği üzerinde çok katmanlı bir anlatı kuruldu.
Sergi üç özel deneyim alanı içeriyor: Senden Sonra Alanı, önceki sergi ve kitabın duygusal köprüsünü kurarken bir öykünün kısa film uyarlamasını mekâna taşıyor. Ayna Odası, aynalarla kaplı yapısıyla izleyiciyi kendi varlığıyla yüzleştiriyor; ses ve mekân ilişkisini derinleştiriyor. Yansımalar Alanı ise gündelik yaşamın yansımalarını konu alan fotoğraflarla serginin deneysel bölümünü oluşturuyor.

Sanatsal yaklaşım ve mesaj
Betil, izleyiciye eserlerin ötesinde, onların ardındaki düşünsel sürece katılım çağrısı yapıyor. “Bir şeyin aynısı, o şeyin kendisi değildir. Her resim ve her fotoğraf, hem bir şeyin izi hem de zihnimde kalan izlenimin bir yansımasıdır. Bakan göz, sadece gördüğüyle kalmaz; iz, düşe dönüşür.” ifadeleriyle, gerçeklik ile yansıma arasındaki sınırları sorguluyor.

Sergi, yalnızca görsel bir deneyim olmaktan çıkarak izleyicinin aktif katılımını sağlayan bir alan yaratıyor ve izleyiciyle sanatçı arasındaki iletişimi güçlendiriyor. Betil’in içsel anlatımıyla şekillenen bu çalışma, çağdaş Türk resminde sezgi, bellek ve dönüşüm temalarını öne çıkarıyor.
Gelecek planlarıyla ilgili olarak Betil, yeni projeler üzerinde çalışmaya devam edeceğini ve üretim anlayışını farklı disiplinlerle derinleştireceğini belirtiyor.



